HAYVANLARI ÖLDÜRMEK ÇÖZÜM OLAMAZ!

-Ali bey şu sıralar Eskişehir gündeminde siyasete ara verilmiş gibi gözüküyor. Vatandaşın gündeminde ne var? Sokakta insanlarımız neler konuşuyor…

-Vatandaşın konuştuklarını kimi zaman medyamız belirliyor. Şu sıralar Eskişehir gündemi Türkiye gündeminden farksız. Emekliler kendilerine verilen zamdan memnun değil! Bu çok konuşuluyor. Bir de hayvanları koruma yasasında yapılan değişiklik var. Hayvanseverler oldukça tepkili…

-Bakın bu yasayı biz sürekli değiştiriyoruz. Türkiye'de hayvanların korunmasına yönelik yasa yapma çalışmalarının geçmişi 1980'lere dayanıyor.  1995'te iki farklı kanun tasarısı hazırlanmış ise de bu tasarılar yasalaşmadı. Yıllar sonra Hayvanları Koruma Kanunu 24 Haziran 2004'te Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edildi. Bu yasa daha sonra çeşitli değişiklikler yapıldı.

Günümüzde yasa iki grubu karşı karşıya getirmiş durumda. Bir yanda hayvanseverler, diğer yanda sokak hayvanlarının saldırısına maruz kalanlar,  sokak hayvanlarının saldırısı sonucu yaşamını yitirmiş olanların aileleri.

Yasalar günün şartlarına göre değişir. Ancak hayvanları koruma yasası belirli güç odaklarının istekleri ve talepleri doğrultusunda gerçekleşiyor. Sokak hayvanları ne yazık ki belirli kişiler tarafından kazanç kapısı olarak görülüyor.

-Peki ne yapılmalı? Ortada bir sorun var çözülmesi gerekiyor.

-Yasada şöyle bir durum var. Sokak hayvanı tedavi edilir ve doğal ortamına bırakılır. Biz sokak hayvanı diyoruz ama sokakta hayvan olmaz, olmamalı. Hayvanlarımızın yeri bellidir. Ne var ki, hayvanları öldürmek asla çözüm değil! Günümüzde bir canlıyı öldürmeden sorunları çözebiliriz. Yapılması gereken ciddi şekilde kısırlaştırma yapmalıyız. Hayvan barınaklarını hızla çoğaltmalıyız, ciddi bütçeler ayırmalıyız. Sokak hayvanları eğitilebilir, çeşitli amaçlar için kullanılabilir. En önemlisi hayvan satışlarına kısıtlama ve sıkı denetim getirmeliyiz. Ne yazık ki bir hevesle alınan sokak hayvanlarının daha sonra takibi yapılmıyor. Kısacası burada suçlu olan insanlar ama biz hayvanları cezalandırmak istiyoruz.

-Saldırgan hayvanlar da var. Örnekler çok bu konuda neler söyleyeceksiniz.

-Aç kalan, çiğ etle beslenen, sürüleşen hayvanlar özellikle köpekler saldırganlaşır. Hayvan iç güdüsü gereği yaşadığı alanı koruma altına alır. Yaklaşırsanız da yaşam alanını korur ve saldırır. Saldırgan köpeklerin anında yetkililere bildirilmesi gerekiyor. Yetkililer, bu hayvanları barınakta tutabilirler. Kısacası öldürmek çözüm değil. Kısırlaştırma, satılan hayvanlara sıkı denetim ve barınakların çoğaltılması.

SONUÇLAR TAM BİR FELAKET!

-Gündemde öne çıkan konulardan birisi de Türkiye’deki 200 üniversitede okuyan 50 bin 414 öğrencinin katılımıyla yapılan Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması (2024) açıklandı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Sonuçlar Eskişehir için tam bir felaket! Çeşitli kategorilerde üniversitelerin hangi sıralamada yer aldığı anket sonuçlarında belirtiliyor.

Devlet ve özel tüm üniversitelerin yer aldığı genel sıralamada Anadolu üniversitesi 54, Eskişehir Teknik Üniversitesi 62 ve Eskişehir Osmangazi üniversitesi 144.  Sırada yer aldı. 126 Devlet Üniversitesinin yer aldığı sıralamada Anadolu 32, ESTÜ 36 ve ESOGÜ 92 sırada yer alabildi. ESTÜ sıralamada kayda değer bir yükseliş içinde. Anadolu Üniversitesi ise geçmişin mirasını yiyor. ESOGÜ’nün sıralamalardaki yeri ise çok üzücü. Diplere gidiyoruz.

Bakın Anadolu Üniversitesi Yerleşke ve Yaşamın Doyuruculuğu kategorisinde ilk sırada yer alırken, Öğrenme imkan ve kaynakların zenginliği kategorisinde ise 3. Sırada yer aldı. İki kategoride ilk sırada yer alan bir üniversitenin en azından ilk 10-15 içinde yer alması gerekiyordu. Alamamasının nedeni diğer kategorilerde çok geride kalmasından kaynaklanıyor. Anadolu üniversitesi şimdilik geçmişin mirası sayesinde biraz üstlerde yer alabiliyor.