Deniz Özöğüt açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
"Kadına yönelik şiddet ve cinayetler ülkemizde toplumsal bir yara olmaktan çıkıp kangren halini almıştır. Bu hal, çözülmek yerine her geçen gün büyüyerek devam etmektedir. Her duyduğumuzda yüreklerimizi sızlatan, içimizi ürperten bu üzücü durumlar son bulmalıdır.
Kadına yönelik şiddet doğal ve kaçınılmaz bir durum değildir. Bu şiddet ve cinayet sadece kadın ve erkeği değil toplumun bütününü etkileyen sosyal bir problemdir. Şiddetin önlenmesi için toplumun her kademesine, bireysel, kurumsal tüm taraflara önemli sorumluluklar düşmektedir. Toplumsal sorunların çözümü için planlı bir şekilde çalışmak, kanayan bir yara olarak kadın cinayetlerini önlemek için gerekli tüm tedbirleri almak vazgeçilmez bir görevdir.
Mezhep, meşrep, sağ sol, siyasi parti farkı gözetmeksizin bu hazin tabloyu ortadan kaldırmak için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak her birimiz sorumluluk üstlenmeli, hep birlikte çalışmalıyız. Unutmayalım, kadın cinayetleri bir insan hakları ihlalidir, kara bir lekedir ve bu ihlal, sen ben ayrımı gözetmeksizin hepimizi sorumlu kılmaktadır, karalamaktadır.
Güçlünün zayıfa karşı uyguladığı şiddetin yansıdığı temel alanlardan biri de çalışma hayatıdır. Çalışma hayatındaki kadına yönelik şiddeti iş yerinde gerçekleşen fiili darp olaylarına indirgemeden, çalışma koşullarının ürettiği psikolojik ve ekonomik şiddeti görmezden gelmeden; uzun mesai saatleri ve nöbetlerin, emeğin karşılığı olmayan ücretlerin, tükenmişliğe neden olan iş koşullarının, ihmal edilen analık haklarının da psikolojik ve ekonomik şiddet unsuru olduğu gözeterek, bütüncül bir yaklaşımın gereği olarak, iş yaşamında şiddet ve tacizin önlenmesi elzemdir.
Sivil toplumun işlevsel gücünü kullanarak yapacağımız çalışmalarla yasal düzenlemelerin sosyal hayatta karşılık bulmasını sağlayabilir, şiddeti önlemeye yönelik rehabilite edici çalışmaları artırabilir, aile içi şiddeti önleyebilir, iş yerlerini şiddetten arındırarak çalışma hayatını insan onuruna yaraşır seviyeye çekebiliriz. Dünyanın neresinde olursa olsun şiddetin hiçbir türlüsünün mazereti olmadığını bilen, kadına yönelik şiddeti asla kabul ya da tolere etmemekteyiz."