Ulaş Kutlu yazdı...

Değerli okurlar merhaba, bugünkü yazımda gelişmekte olan toplumsal yaşamın bir sonucu olan Tüketici Hukuku hakkındaki yazımla sizlerleyim.

Tüketici hukuku, baktığımız zaman yakın geçmişte ortaya çıkan ve gelişmekte olan bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, tüketicilerin korunması ve adaletli bir ticaret ortamının sağlanması adına kısa süre önce ortaya çıkmış olmasına rağmen, kendine önemli bir yer edinmiştir. Ancak, tüketicilerin haklarını tam olarak anlamaları ve bu hakları etkin bir şekilde kullanabilmeleri için tüketici kavramının ne anlama geldiğini anlamak önemlidir. Tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişidir. Bu tanım, bir malı veya hizmeti satın alarak günlük yaşamda kullanan veya tüketen herkesi kapsar. Gördüğümüz üzere, tüketici tanımı çok geniş bir kesimi kapsamaktadır.

Tüketici işlemi ise, tüketici hukukunun merkezinde yer alır ve bir işlemin tüketici işlemi olarak kabul edilebilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekmektedir. Tüketici işlemleri çeşitli sözleşmeler üzerinden gerçekleşir.  Bu işlemler arasında taksitle satış sözleşmeleri, tüketici kredisi sözleşmeleri, konut finansmanı sözleşmeleri, mesafeli sözleşmeler ve abonelik sözleşmeleri gibi çeşitli sözleşmeler bulunmaktadır. Bu sözleşmeler, tüketicilerin güvenliğini ve çıkarlarını korumak amacıyla çeşitli hükümler içermesi gereken sözleşmelerdir. Bu kapsamda 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda ilgili sözleşmelere ilişkin birçok emredici düzenleme mevcuttur.

Tüketici haklarının etkin bir şekilde korunup uygulanabilmesi için, öncelikle toplumun ve tüketicilerin bilgilendirilmesi gerekmektedir. Bu husus, tüketicilerin haklarını kullanmalarında bilinçlenmeleri sonucunu doğurur. Ayrıca, Kanunumuzda, tüketicilerin bu haklarını korumak için çeşitli mekanizmalar bulunmaktadır. Bunlar arasında Tüketici Mahkemeleri ve Tüketici Hakem Heyetleri bulunmaktadır. Tüketici mahkemeleri, tüketici işlemleriyle ilgili davalara bakmakla görevlidir, ancak tüketicilerin haklarını hızlı ve etkili bir şekilde koruyabilmeleri için Tüketici Hakem Heyetleri de alternatif bir çözüm yoludur. Bu alternatif çözüm yolunu kullanmak için kurucu unsur da uyuşmazlığın belirli bir parasal değeri aşmaması gerektiğidir. Bu parasal sınırlar her yıl değişmektedir. 2024 yılı için ise 104 bin TL’nin altında kalan uyuşmazlıklarda, tüketiciler İl veya İlçe Hakem Heyetlerine başvuru yapabilirler.

Sonuç olarak, Tüketici Hukuku, tüketicilerin haklarını korumak ve adil bir ticaret ortamı sağlamak için gelişen toplumsal yaşamda önemli bir yere sahiptir. Ancak, bu hakların etkin bir şekilde uygulanabilmesi için tüketicilerin bilinçli olmaları, sahip olduğu hakları bilmeleri ve gerektiğinde yasal yollara başvurmaları gerekmektedir. Bir sonraki yazımızda bu haklardan da kısaca bahsedeceğiz. Haftaya görüşmek üzere.

eskisehirilkhaber.com