Değerli okurlar, bu haftaki yazımda hukuk ve ahlak kuralları üzerine birtakım değerlendirmelerde bulanacağım.

Ahlak kuralları ve hukuk kuralları aslında baktığımızda toplumsal hayatta birbirlerine benzerlik göstermektedirler. Ahlak kuralları, belirli bir zamanda ve belirli bir toplumda genel kabul görmüş değer yargılarına göre iyi ve doğru olarak nitelendirilen davranış biçimlerinden hareketle oluşan kurallardır. Bu kurallar belirli bir topluluğa mensup insanların toplumsal yaşama deneyimi ile elde edilir ve yaşam tarzı kaynaklıdır. Ahlak kurallarında vicdan kavramı karşımıza çıkmaktadır. Vicdanın temelinde ise toplumsal yaşamda ve bireyin iç dünyasında iyi ve kötüyü belirleme ve bu belirme sonucunda ise kötü bir davranış neticesinde vicdani rahatsızlık duymak esastır.

Hukuk kurallarını ise geçen yazımızda ayrıntılı ele almıştık. Burada hukuk kuralları ile ahlak kurallarına ilişkin kısaca farklarını ve benzerliklerini değerlendirecek olursak; hukuk kurallarında uygulayıcı olarak, bir otorite vardır ve bu otorite devlettir. Bu kurallara ilişkin belirli emir yasak ve izinler bir yaptırıma bağlanmıştır. Bu yaptırımı devlet cebir olarak kullanır. Ancak, ahlak kurallarında ise kural ihlali neticesinde toplum tarafından kınanma, dışlanma ve kişinin iç dünyasında duyduğu vicdan azabı vardır.  Ahlak kurallarında vicdan kavramı, iyiyi ve kötüyü birbirinden ayırabilmeye dayanmaktadır. Hukuk kurallarında ise haklı ve haksız kavramları mevcuttur. Her iki kuralda da amaç adalete ulaşmaktır. Bu yönleri açısından da toplumsal hayatta birbirine benzemektedirler. Örnek verecek olursak, birçok toplumda hırsızlık yapmak hem ahlak hem de hukuk kurallarına aykırıdır. Tabii ki, hukuk kurallarının yaptırım gücünün etkisi ahlak kurallarına göre daha kuvvetlidir. Zira, ahlak kurallarında toplumdan dışlanmayla karşı karşıya kalma ve vicdani rahatsızlık duymak esas iken, hukuk kurallarında o kurala uymak esastır. Hırsızlık fiilini gerçekleştiren bir kişi hem ahlak kuralları hem de hukuk kuralları tarafından yer verdiğimiz şekilde bir yaptırımla karşı karşıya kalır.

Son olarak ise, tartışılan konulardan biri ise ahlak mı hukuktan önce gelir, hukuk mu ahlaktan önce gelir konusudur. Bu konuya ilişkin tarihsel gelişimlerine baktığımızda, tabii ki de ahlak kuralları insanoğlu toplu yaşama geçtiğinde ve toplumsal yaşamı başlattığında da hep mevcut idi. Hukuk kurallarından önce var olduğu tartışmasızdır. Hatta bazı ahlak kuralları toplumsal yaşamda hukuk kurallarına dönüşmüştür. Ancak, her hukuk kuralı ahlak kuralını içermeyeceği de kuşkusuz bilinen bir gerçektir. Çünkü hukuk kuralları toplumsal yaşamda çok kapsamlı düzenlemeleri içermektedir. Ahlak kuralları ise hukuk kurallarından önce hep vardı. İnsanoğlunun geçmişinde devletsiz ve hukuksuz toplumlar var olmuştur, ancak ahlaki kurallara sahip olmayan topluluklar olmamıştır.

eskisehirilkhaber.com