Arif Anbar yazdı...
Arif Anbar yazdı...
Değerli okurlarımız, bugün 18 Mart. Çanakkale Zaferi’mizin 109’uncu yıldönümü. Gazetemize sıradan bir kutlama görseli hazırlamak yerine bu büyük zafer hakkında kısa bir bilgi vermenin yayın kurulu olarak daha faydalı olacağını düşündük. Özellikle yeni nesil, Türk tarihinden pek bir haberdar değil. Milletimizin zaferlerini öğretmek hususunda da eğitim sistemimiz maalesef mahir değil!
*
Evet, 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 109’uncu yılını kutluyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kurucu Lideri, Başkomutan Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’ün “Balkan Harbi’nde alnımıza sürülen lekeyi, Çanakkale’de temizledik” dediği bir zaferi kutluyoruz. Elbette bu büyük zafer, Türk tarihi dışında dünya tarihine de derin izler bıraktı.
*
Çanakkale Zaferi, mazlum milletlere umut olurken, emperyalist kan emiciler için tarifi imkansız bir hezimet anlamına geliyor. Öyle ki, bilhassa İngiltere’nin, -ki İngiltere dönemin en sömürgeci devleti, üzerinde güneş batmayan imparatorluk namıyla anılıyor- uluslararası itibarını yerle bir eden bir zaferden söz ediyoruz.
*
Söz konusu zafer, Türk Milletine, Kurtuluş Savaşı öncesinde büyük bir ışık oldu ve ucu bucağı görünmeyen karanlık tünelden çıkışın yolunu açtı. Bu destansı zafer, milli birlik ve bütünlüğü tekrar tesis ederken bir taraftan da Türk ordusuna tarih boyunca bütün dünyanın hayranlıkla seyrettiği zaferlerini anımsattı, kısacası orduyu toparladı.
*
Lafı uzatmaya gerek yok. Bu zafer öyle bir zaferdi ki, Türk milleti ya tarih sahnesinden silinip vatansız, bayraksız, dilini konuşamayan, dinini yaşayamayan sömürge bir topluluk olacaktı ya da küllerinden yeniden doğup hak ettiği devlet düzenine ulaşacaktı. Evet, Türk milleti hak ettiğini almayı başardı. Yukarıda ifade ettiğim gibi, bahse konu zafer Kurtuluş Savaşı’nın temelini oluşturdu.
*
Yazımı sonlandırırken, Çanakkale Zaferi ile ilgili deyim yerindeyse insanın tüylerini diken diken eden bazı unsurları sıralamak isterim:
- Çanakkale’de şehit düşen Mehmetçiklerimiz arasında reşit olmayan, daha yaşı 13 olan ama kahramanca savaşan çocuklarımız da vardı.
- Mustafa Kemal’in, o meşhur cümleyi, “Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” cümlesini söylediği zaferdir. Zira Mustafa Kemal’in orduyu uyandıran bu seslenişinin ardından zafer de beraberinde gelir.
- Bu zafer dostlukların da zaferidir. Mehmetçik, yaralı halde ele geçirdiği düşman askerinin yaralarını sarar, öyle ki kendi sargı bezini dahi kullandığı çoğu tarih kitabında yazmaktadır. İngilizlerin sömürgelerinden getirdiği Anzaklar geri çekilirken erzakları imha etmemişler ve Türk askerinin kullanması için bırakmışlardır. Hint askerleri de emperyalist İngilizlerin bu emrini yerine getirmeyip onlar da ne kadar erzak varsa Türk askerine bırakmıştır.
- Metrekareye 6 bin mermi düşmüş, siper mesafesi 7 metreye kadar inmiştir.
*
Kutlu olsun!
eskisehirilkhaber.com